NEFESİN ÖNEMİ VE DOĞRU NEFES
Nefes her şeydir. Nefes görünen kısmıyla vücuda oksijen veriyor olsa da aslında görünmeyen yüzüyle enerji sağlayan bir faaliyettir.
Nefes alıp-verme kalitesi kadar kaliteli bir hayat yaşıyoruz. Nefes aracılığı ile aldığımız oksijen bize enerji verir. Ne kadar çok oksijen alırsak o kadar çok enerji üretiriz.
Nefesin vücudumuzun çalışma sisteminde birçok alanda direk bağlantısı vardır.
DOĞRU NEFES ALMA
Oksijenlenmek hızlı hızlı nefes almak değildir. Vücuda alınan oksijeni maksimum kullanmaktır. Bu yüzden nefes ile aldığımız oksijeni kan yoluyla hücrelerimize gönderebilmemiz için derin nefes alıp biraz bekleyip uzunca nefesimizi bırakmalıyız.
Doğru nefes almanın ilkeleri:
Nefes burundan alınır burundan verilir.
Alınan nefeste ciğerlerin tamamen dolduğu hissedilir.
Mutlaka sessiz nefes almayı öğrenmeliyiz. Ciğerlerden veya burundan ses hışırtı duyulmamalıdır.
Bir dakika içerisinde en az nefesi almalıyız. Eğer bir dakikada az nefes alırsak daha uzun yaşarız.
BURUN SOLUNUMUNUN ÖNEMİ
Burun sadece koku almaya yarayan küçük bir organ değildir. Havadaki tozu, zararlı partikülleri tutan, soğuk havayı uygun ısıya ulaştırarak içeriye alan ve aynı zamanda nemi de dengeleyen bir mekanizmadır. Ağızdan nefes almak, bedenin acil durumlar söz konusu olduğunda başvurduğu yoldur.
Nefes almak için ağız değil, burun kullanılır.
Öncelikle derin alınan, uzun verilen nefes doğru nefestir. Aldığımız nefesin büyük, derin ve yavaş olması önemlidir. Bunu da ancak burun solunumu ile gerçekleştirebiliriz. Kısa kısa alınan nefes gerçek nefes değil, soluktur. Nefes ise bir eylemdir.
Burun yolu ağız yolundan 10-15 cm. daha uzundur ve daha dardır. Dar ve uzun bir yolda hava daha fazla vakumlanır. Ağızdan alınan nefeste bu basınç oluşmaz. Hava hızlı girer ama akciğerlerimizin alt bölgesine kadar inmez. Bunu şöyle bir örnekle açıklamak mümkündür. Kalın bir hortumdan fırlatılan su çok uzağa dökülemez. Hâlbuki ince bir hortumdan fırlatılan su daha uzağa gider. Hatta biz bahçemizin uzak köşelerini sulamak için hortumuz ucunu parmağımızla kapatıp, suyun tazyikini artırırız.
Burundan alınan nefeste akciğerlere giden yol uzun ve dardır ve aynı zamanda nefesi burundan aldığımızda hava burnun içinin yapısından dolayı türbülans yaparak akciğerlerin alt kısımlarına kadar inebilir. Böylece diyafram solunumu yapılır.
Ağız mukozası mikroplarla baş etmeye müsait değildir. Vücut, ağızdan alınan nefesle birlikte gelen mikroplara karşı önlem alınamaz. Çocuklarda sık olarak görülen ve onları okullarından ve yaşamdan alıkoyan üst solunum yolu rahatsızlıklarına ( bademcik ve lenf bezleri iltihabı, faranjit, nezle, grip ve alerjik reaksiyonlar… vb.) ağız solunumu sebep olur.
Aynı zamanda burnun arka bölgesinin de oksijenlenmesi gereklidir. Üst solunum yolu enfeksiyonlarının azalması için burnun arka bölgesinin oksijenlenmesi gereklidir bu yüzden de burun solunumu yapmak gerekir. Bizlere eskiden öğretildiği gibi nefesi burundan alıp ağızdan verirsek burnun arka bölgesinin olması gereken oksijenlenmesi miktarı %50 oranında azalır. Oksijenlenmeyen bölgede de enfeksiyona yatkınlık olur.
Nefesini kontrol eden çocuk burun solunumunu alışkanlık haline getirdiğinde artık kolayca hastalanmaz. Çocuk diyafram diyafram kullanımını geliştirerek derin ve bütünsel nefes almayı öğrenirse, bağışıklık sistemi çok iyi çalışacağından her türlü mikrobik hastalığa karşı da otomatik olarak korunmuş olur.
Eğer çocuğunuzda geniz eti varsa burun yollarını gereği gibi kullanamadığı için geniz etinde büyüme olur. Eğer biz düzenli egzersizler ile nefesi düzeltirsek burun yolları kullanılmaya başlanılır ve geniz eti problemi de ortadan kalkar. Tıpkı suyun geçtiği yolda bir su yatağının oluşması gibi nefesin geçtiği yolda da yani burunda da geniz eti oluşmaz.
ORTODONTİ İLE NEFESİN BAĞLANTISI
Ortodonti ve ağız ve diş sağlığı adına ağız solunumunun zararlarını söyle açıklayabiliriz.
Burun solunumunu engelleyen sebepler kulak-burun-boğaz uzmanlarının müdahalesi ile ortadan kaldırılsa bile çocuk bazen alışkanlık gereği ağız solunumuna devam edebilir. Bu konuyu dikkate alarak takibini yapmak gerekir.
ÇOCUKLARDA NEFES EĞİTİMİ
Doğru ve tam nefes almayı öğrenmenin yaşı yoktur. Yine de nefes eğitimine ne kadar erken başlanılırsa o kadar kalıcı ve faydalı olur.
Nefes eğitimi dört yaşından başlayarak her yaştaki çocuğa değişik şekillerde öğretilebilir. Altı yedi yaş bedensel ve zihinsel olarak nefes tekniklerinin ilgilenilmesi için idealdir.
Çocuğun nefes eğitimine mutlaka özen gösterilmeli ve nasıl başlarsa öyle gideceği bilinmelidir. Nefes eğitiminin çocuğun yaşamına katkısı inanılmaz ölçüdedir. Nefesini kontrol etmeyi başaran çocuk belli konu üzerine ilgi oluşturabilmeyi ve dikkatini yoğunlaştırabilmeyi öğreniyor.
Nefes eğitiminde nefes almanın tek ve bütünsel bir hareket olduğunu anlatmamıza rağmen en az iki aylık bir süreç için tamamen diyaframınızı çalıştırmaya ve diyafram nefesine yoğunlaşmak gerekiyor. Diyaframı önce hissetmeli, daha sonra kullanma kabiliyeti oluşturmak gerekir. Bunun için verilen egzersizleri devamlı yapmak ve konsantre olmak gereklidir. İki ay sonrasında egzersizlerin düzenli yapılmasıyla doğru nefes alışkanlığı oturmuş olacaktır.
Nefes her şeydir. Nefes görünen kısmıyla vücuda oksijen veriyor olsa da aslında görünmeyen yüzüyle enerji sağlayan bir faaliyettir.
Nefes alıp-verme kalitesi kadar kaliteli bir hayat yaşıyoruz. Nefes aracılığı ile aldığımız oksijen bize enerji verir. Ne kadar çok oksijen alırsak o kadar çok enerji üretiriz.
Nefesin vücudumuzun çalışma sisteminde birçok alanda direk bağlantısı vardır.
DOĞRU NEFES ALMA
Oksijenlenmek hızlı hızlı nefes almak değildir. Vücuda alınan oksijeni maksimum kullanmaktır. Bu yüzden nefes ile aldığımız oksijeni kan yoluyla hücrelerimize gönderebilmemiz için derin nefes alıp biraz bekleyip uzunca nefesimizi bırakmalıyız.
Doğru nefes almanın ilkeleri:
Nefes burundan alınır burundan verilir.
Alınan nefeste ciğerlerin tamamen dolduğu hissedilir.
Mutlaka sessiz nefes almayı öğrenmeliyiz. Ciğerlerden veya burundan ses hışırtı duyulmamalıdır.
Bir dakika içerisinde en az nefesi almalıyız. Eğer bir dakikada az nefes alırsak daha uzun yaşarız.
BURUN SOLUNUMUNUN ÖNEMİ
Burun sadece koku almaya yarayan küçük bir organ değildir. Havadaki tozu, zararlı partikülleri tutan, soğuk havayı uygun ısıya ulaştırarak içeriye alan ve aynı zamanda nemi de dengeleyen bir mekanizmadır. Ağızdan nefes almak, bedenin acil durumlar söz konusu olduğunda başvurduğu yoldur.
Nefes almak için ağız değil, burun kullanılır.
Öncelikle derin alınan, uzun verilen nefes doğru nefestir. Aldığımız nefesin büyük, derin ve yavaş olması önemlidir. Bunu da ancak burun solunumu ile gerçekleştirebiliriz. Kısa kısa alınan nefes gerçek nefes değil, soluktur. Nefes ise bir eylemdir.
Burun yolu ağız yolundan 10-15 cm. daha uzundur ve daha dardır. Dar ve uzun bir yolda hava daha fazla vakumlanır. Ağızdan alınan nefeste bu basınç oluşmaz. Hava hızlı girer ama akciğerlerimizin alt bölgesine kadar inmez. Bunu şöyle bir örnekle açıklamak mümkündür. Kalın bir hortumdan fırlatılan su çok uzağa dökülemez. Hâlbuki ince bir hortumdan fırlatılan su daha uzağa gider. Hatta biz bahçemizin uzak köşelerini sulamak için hortumuz ucunu parmağımızla kapatıp, suyun tazyikini artırırız.
Burundan alınan nefeste akciğerlere giden yol uzun ve dardır ve aynı zamanda nefesi burundan aldığımızda hava burnun içinin yapısından dolayı türbülans yaparak akciğerlerin alt kısımlarına kadar inebilir. Böylece diyafram solunumu yapılır.
Ağız mukozası mikroplarla baş etmeye müsait değildir. Vücut, ağızdan alınan nefesle birlikte gelen mikroplara karşı önlem alınamaz. Çocuklarda sık olarak görülen ve onları okullarından ve yaşamdan alıkoyan üst solunum yolu rahatsızlıklarına ( bademcik ve lenf bezleri iltihabı, faranjit, nezle, grip ve alerjik reaksiyonlar… vb.) ağız solunumu sebep olur.
Aynı zamanda burnun arka bölgesinin de oksijenlenmesi gereklidir. Üst solunum yolu enfeksiyonlarının azalması için burnun arka bölgesinin oksijenlenmesi gereklidir bu yüzden de burun solunumu yapmak gerekir. Bizlere eskiden öğretildiği gibi nefesi burundan alıp ağızdan verirsek burnun arka bölgesinin olması gereken oksijenlenmesi miktarı %50 oranında azalır. Oksijenlenmeyen bölgede de enfeksiyona yatkınlık olur.
Nefesini kontrol eden çocuk burun solunumunu alışkanlık haline getirdiğinde artık kolayca hastalanmaz. Çocuk diyafram diyafram kullanımını geliştirerek derin ve bütünsel nefes almayı öğrenirse, bağışıklık sistemi çok iyi çalışacağından her türlü mikrobik hastalığa karşı da otomatik olarak korunmuş olur.
Eğer çocuğunuzda geniz eti varsa burun yollarını gereği gibi kullanamadığı için geniz etinde büyüme olur. Eğer biz düzenli egzersizler ile nefesi düzeltirsek burun yolları kullanılmaya başlanılır ve geniz eti problemi de ortadan kalkar. Tıpkı suyun geçtiği yolda bir su yatağının oluşması gibi nefesin geçtiği yolda da yani burunda da geniz eti oluşmaz.
ORTODONTİ İLE NEFESİN BAĞLANTISI
Ortodonti ve ağız ve diş sağlığı adına ağız solunumunun zararlarını söyle açıklayabiliriz.
- Ağız solunumu yapan bireylerde ağız açık olduğu için dil alt çenede yer alır ve damağa destek olamaz dolayısıyla üst çenede daralmalar görülür
- Üst çenenin daralmasına bağlı olarak alt çene kapanış esnasında sağa ya da sola kayabilir
- Alt çenenin kayması çene eklemini zorlayan bir durumdur. Eklem problemleri gözlemlenir.
- Ağız açık olunca dişetleri nemliliğini kaybeder ve kurur. Buna bağlı olarak dişeti kanamaları ve problemleri oluşur
- Üst çene darlığından dolayı üst ön dişlerde çapraşıklık oluşur ve estetik problemler görülür.
- Çapraşıklık sebebiyle çürük oluşumuna meyil artar.
Burun solunumunu engelleyen sebepler kulak-burun-boğaz uzmanlarının müdahalesi ile ortadan kaldırılsa bile çocuk bazen alışkanlık gereği ağız solunumuna devam edebilir. Bu konuyu dikkate alarak takibini yapmak gerekir.
ÇOCUKLARDA NEFES EĞİTİMİ
Doğru ve tam nefes almayı öğrenmenin yaşı yoktur. Yine de nefes eğitimine ne kadar erken başlanılırsa o kadar kalıcı ve faydalı olur.
Nefes eğitimi dört yaşından başlayarak her yaştaki çocuğa değişik şekillerde öğretilebilir. Altı yedi yaş bedensel ve zihinsel olarak nefes tekniklerinin ilgilenilmesi için idealdir.
Çocuğun nefes eğitimine mutlaka özen gösterilmeli ve nasıl başlarsa öyle gideceği bilinmelidir. Nefes eğitiminin çocuğun yaşamına katkısı inanılmaz ölçüdedir. Nefesini kontrol etmeyi başaran çocuk belli konu üzerine ilgi oluşturabilmeyi ve dikkatini yoğunlaştırabilmeyi öğreniyor.
Nefes eğitiminde nefes almanın tek ve bütünsel bir hareket olduğunu anlatmamıza rağmen en az iki aylık bir süreç için tamamen diyaframınızı çalıştırmaya ve diyafram nefesine yoğunlaşmak gerekiyor. Diyaframı önce hissetmeli, daha sonra kullanma kabiliyeti oluşturmak gerekir. Bunun için verilen egzersizleri devamlı yapmak ve konsantre olmak gereklidir. İki ay sonrasında egzersizlerin düzenli yapılmasıyla doğru nefes alışkanlığı oturmuş olacaktır.